|
|
|
Tûr Suresi
Tûr Suresi 49 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 76. sure olarak inmiştir. Kur'an-ı Kerim'de 522 sayfa numarasında yer almaktadır.
|
|
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
1 - |
Tur'a andolsun. (52-Tûr 1) |
|
|
2 - |
Satır (satır) yazılı Kitab'a. (52-Tûr 2) |
|
|
3 - |
Yayılmış ince deride-sayfada. (52-Tûr 3) |
|
|
4 - |
Ma'mur eve (Ka'be'ye). (52-Tûr 4) |
|
|
5 - |
Yükseltilmiş tavana (göğün en uç sınırlarına). (52-Tûr 5) |
|
|
6 - |
Mescur (kabarıp tutuşan-hapsedilip dolan) denize. (52-Tûr 6) |
|
|
7 - |
Muhakkak ki Rabbinin azabı kesin olarak vuku bulacak-gerçekleşecektir. (52-Tûr 7) |
|
|
8 - |
Onu uzaklaştırıp-engel olacak (hiçbir şey) yoktur. (52-Tûr 8) |
|
|
9 - |
O gün gök sarsıldıkça sallanıp-çalkalanır. (52-Tûr 9) |
|
|
10 - |
Ve dağlar seyir (hareket) halinde yürür. (52-Tûr 10) |
|
|
11 - |
İşte o gün yalanlayanların vay haline. (52-Tûr 11) |
|
|
12 - |
Ki onlar (daldıkları) batıl içinde oynayıp-oyalananlardır. (52-Tûr 12) |
|
|
13 - |
Cehennem ateşine sürüklenerek atılacakları gün, (52-Tûr 13) |
|
|
14 - |
(Onlara denilir ki) "İşte sizin yalanlamakta olduğunuz ateş budur." (52-Tûr 14) |
|
|
15 - |
(Ayetlerimize dediğiniz gibi) bu da bir büyü müdür yoksa (bir büyü de) siz mi görmüyorsunuz? (52-Tûr 15) |
|
|
16 - |
Girin oraya. Artık ister sabredip-dayanın, ister sabretmeyin. Sizin için (ikisi de) birdir. Siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz. (52-Tûr 16) |
|
|
17 - |
Hiç şüphesiz muttakiler (korkup-sakınanlar) cennetlerde ve nimetler içindedirler. (52-Tûr 17) |
|
|
18 - |
Rablerinin kendilerine verdikleriyle 'sevinçli ve mutludurlar'. Rableri onları cehennem azabından korumuştur. (52-Tûr 18) |
|
|
19 - |
(Onlara) "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin için" (denilir). (52-Tûr 19) |
|
|
20 - |
Özenle dizilmiş tahtlar-sedirler üzerinde yaslanıp-dayanırlar. Ve Biz onları iri-güzel gözlü hurilerle evlendirdik. (52-Tûr 20) |
|
|
21 - |
İman edenler ve soyları da imanda kendilerine tabi olanlar (var ya), Biz onların soylarını da (salih amelleriyle) kendilerine katıp-eklemişiz. Onların (tabi olanların) amellerinden de hiçbir şeyi eksiltmedik. Her kişi kendi kazandıklarına karşılık bir rehindir. (52-Tûr 21) |
|
|
22 - |
Onlara iştah duyup-arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol verdik. (52-Tûr 22) |
|
|
23 - |
Orada öyle bir kadeh (dolaştırıp) kapışırlar ki, orada (o mecliste) ne 'boş ve saçma bir söz', ne de bir günaha sokma yoktur. (52-Tûr 23) |
|
|
24 - |
Kendileri için (görevlendirilmiş) gılmanlar-gençler, onların etrafında dönüp dolaşırlar. Sanki onlar sedefinde saklı inci gibi (tertemiz, pırıl pırıl). (52-Tûr 24) |
|
|
25 - |
Ve birbirlerine dönüp sorarlar. (52-Tûr 25) |
|
|
26 - |
Derler ki "Gerçekten biz bundan önce ailemiz içinde (akibetimizden) endişe edip-korkanlardık." (52-Tûr 26) |
|
|
27 - |
Allah bize lutufta bulundu ve bizi 'hücrelere kadar işleyen kavurucu' azabdan korudu. (52-Tûr 27) |
|
|
28 - |
Gerçekten biz bundan önce O'na yalvarıp-dua ederdik. Çünkü Berr (iyiliği ve lutfu bol), Rahim (rahmetiyle esirgeyici) olan O'dur. (52-Tûr 28) |
|
|
29 - |
O halde sen öğüt verip-hatırlat. Çünkü Rabbinin nimetiyle sen ne bir kahinsin, ne de bir deli. (52-Tûr 29) |
|
|
30 - |
Yoksa onlar (senin için) "Bir şairdir, biz onun zamanın felaketlerine uğramasını bekleyip-gözlüyoruz" mu diyorlar? (52-Tûr 30) |
|
|
31 - |
De ki "Siz gözleyip-bekleyin. Çünkü ben de sizinle birlikte gözleyip-bekleyenlerdenim." (52-Tûr 31) |
|
|
32 - |
Yoksa bunu kendilerine akılları mı emretmektedir? Yoksa onlar (akletmeyen) azgın bir kavim midir? (52-Tûr 32) |
|
|
33 - |
Yoksa "Onu kendisi uydurup-söyledi" mi diyorlar? Hayır, onlar iman etmiyorlar. (52-Tûr 33) |
|
|
34 - |
Eğer (bu iddialarında doğru söyleyenlerden) sadıklardan iseler onun benzeri bir söz getirsinler. (52-Tûr 34) |
|
|
35 - |
Yoksa onlar hiçbir şey (yokken ve yaratıcı) olmaksızın mı yaratıldılar? Yoksa (yoktan) yaratıcılar kendileri mi? (52-Tûr 35) |
|
|
36 - |
Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar (bunları hiç akletmedikleri için gerçeğe) yaklaşıp-inanmazlar. (52-Tûr 36) |
|
|
37 - |
Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Ya da (bunlara) hakim-sahip olanlar kendileri midir? (52-Tûr 37) |
|
|
38 - |
Yoksa onların (göğe yükselecekleri) merdivenleri mi var (ki), orada (yüce makamlarda konuşulanları) dinliyorlar? Öyleyse dinleyenleri açık bir sultan (güçlü delil) getirsin. (52-Tûr 38) |
|
|
39 - |
Yoksa kızlar O'nundur da erkek çocuklar sizin mi? (52-Tûr 39) |
|
|
40 - |
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da, onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar? (52-Tûr 40) |
|
|
41 - |
Yoksa gayb onların yanında da, onlar mı (ne olup-biteceğini) yazıyorlar? (52-Tûr 41) |
|
|
42 - |
Yoksa (Bize karşı) hileli bir düzen mi kurmak istiyorlar? Fakat hileli-düzene düşecek olanlar küfredenlerdir. (52-Tûr 42) |
|
|
43 - |
Yoksa onların Allah'dan başka bir ilahları mı var? Allah (sübhandır), onların şirk koşmakta olduklarından münezzehtir-yücedir. (52-Tûr 43) |
|
|
44 - |
Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler "Üst üste yığılmış buluttur" derler. (52-Tûr 44) |
|
|
45 - |
Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları (kendi hallerine) bırak. (52-Tûr 45) |
|
|
46 - |
O gün hileli-düzenleri kendilerine hiçbir şekilde fayda sağlamayacak ve onlar yardım da görmeyeceklerdir. (52-Tûr 46) |
|
|
47 - |
Muhakkak ki zulmedenlere bundan başka da bir azab vardır. Fakat onların çoğu bilmezler. (52-Tûr 47) |
|
|
48 - |
Rabbinin hükmüne sabret. Şüphesiz ki sen gözümüz önündesin. Ve kalktığın zaman Rabbini hamd ile tesbih et, (52-Tûr 48) |
|
|
49 - |
Gecenin bir bölümünde ve yıldızların batışında da O'nu tesbih et. (52-Tûr 49) |
|
|
|
|
|
Etiketler: İnsan Dergisi, |
|