



| kâle | : dedi |
| âmentum | : inandınız mı, îmân mı ettiniz |
| lehu | : ona |
| kable | : önce |
| en âzene | : (benim) izin vermem |
| lekum | : size |
| inne-hu | : muhakkak o |
| le | : elbette, mutlaka |
| kebîru-kum | : sizin büyüğünüz |
| ellezî | : ki o |
| alleme-kum | : size öğretti |
| es sihra | : sihir, büyü |
| fe | : artık, öyleyse |
| le ukattıanne | : mutlaka keseceğim |
| eydiye-kum | : sizin ellerinizi |
| ve ercule-kum | : ve sizin ayaklarınızı |
| min hilâfin | : çapraz olarak |
| ve le usallibenne-kum | : ve mutlaka sizi asacağım |
| fî | : içinde, de |
| cuzûı en nahli | : hurma ağacının gövdesi |
| ve le ta'lemunne | : ve mutlaka öğreneceksiniz |
| eyyu-nâ | : hangimiz |
| eşeddu | : daha şiddetli, daha kuvvetli |
| azâben | : azap |
| ve ebkâ | : ve daha uzun süreli, daha kalıcı olan, bâki olan |

