



| li yagfire | : mağfiret etsin diye |
| leke | : senin, sana |
| allâhu | : Allah |
| mâ | : şey |
| tekaddeme | : takdim ettin, yaptın (geçmişte olan) |
| min | : den |
| zenbi-ke | : senin günahın |
| ve | : ve |
| mâ | : şey |
| teahhare | : tehir ettin, yapacağın (gelecekte olacak olan) |
| ve | : ve |
| yutimme | : tamamlasın |
| ni'mete-hu | : onun ni'meti, ni'meti |
| aleyke | : sana |
| ve | : ve |
| yehdiye-ke | : seni hidayete erdirsin, hidayet etsin, ulaştırsın |
| sirâtan mustekîmen | : Sıratı Mustakîm, Allah'a götüren yol |

