Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim,
"Rabbimizin lutfuyla sahip olduğumuz Kur'an-ı Kerim, ayetleri ile bizleri şaşırtacak ve hayrete düşürecek bir yüceliğe ve anlam derinliğine sahip bir Kitab'dır." Mehmed ALAGAŞ
Alîm ve Hakîm Rabbimizin mucizevi Kitabı 'Kur'an-ı Kerim' ile mübarek kılınan Ramazan ayına -İnşallah- bir kez daha erişebilecek tüm kardeşlerimize selam olsun. Başta ALAGAŞ hocamız olmak üzere Rabbisine kavuşan tüm müminlere rahmet olsun..
Değerli kardeşlerimiz,
Yüce Kitabımızda lafzen anlaşılabilmiş olmasına rağmen, derin manâları ve hikmetleri yeterince anlaşılamamış birçok mesele bulunmaktadır. Bazı konularda, ayetlerin derinliğinde ortaya çıkan ve cevap bekleyen onlarca soru bulunmasına rağmen, klasik tefsirlerden alabildiğimiz cevaplar oldukça sınırlı veya -Kuran bütünlüğü çerçevesinde- tatmin edici olmaktan uzaktır. Bu durum elbette müfessirlerin, Allah'ın ayetleri hakkında tefekkür eden ve onları anlamaya/açıklamaya çalışan değerli alimlerin kusuru ya da eksikliği olarak değerlendirilemez. Zira bazı manâların ve hikmetlerin kavranabilmesi ancak ve ancak Rabbimizin takdir ettiği/edeceği zamanı beklemektedir.
Kerim Rabbimizin lütfuyla, merhum Mehmed ALAGAŞ tarafından Kuran bütünlüğü çerçevesinde ve kalpleri mutmain edecek bir berraklıkta açıklık kazandırılan 'Samiri kıssası' da işte bu meselelerden biridir. Kıssadaki hikmetlerin yanı sıra, kıssada anlatılan gizemli hadiselerin açıklık kazanmasının zamanlaması da yine ayrı bir hikmet olarak, hocamız tarafından önemle altı çizilen bir konudur. Nitekim Samiri kıssasını değerlendirmeye açıp gündeme taşımamızın temel nedenlerinden biri de bu zamanlamanın hikmetine dayanmaktadır.
Konunun kapsamlı olmasını ve yapacağımız alıntıların uzunluğunu dikkate alarak, meselenin tüm yönleriyle anlaşılabilmesi düşüncesiyle; 6 bölüme ayırdığımız alıntıların her bir bölümünü siz kardeşlerimizle birlikte değerlendirip, ilgili bölümün anlaşıldığı kanaatine ulaştığımızda, bir sonraki bölümü ekleyerek -aynı başlık altında- ilerlemeyi ve meseleyi hep birlikte idrak ederek, mübarek Ramazan ayında gönüllerimizi ihya edebilmeyi umuyoruz..
"Beklenen Müslümanlara - Yaratılış ve İnsanlık Tarihi" kitabından alıntı yapacağımız bölümlere geçmeden önce, A'râf Suresi'nin 175 ve 176. ayetlerinde bahsi geçen kişinin tefsirlerde belirtildiği gibi Bel'am değil, Samiri denilen azgının ta kendisi olduğunu, 'Allah'ın izniyle' bu muhteşem tespiti yapan ve tane tane delillendiren ALAGAŞ hocamızı rahmetle ve cennet duası ile anarak dikkatinize sunuyoruz...
Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim,
"Rabbimizin lutfuyla sahip olduğumuz Kur'an-ı Kerim, ayetleri ile bizleri şaşırtacak ve hayrete düşürecek bir yüceliğe ve anlam derinliğine sahip bir Kitab'dır." Mehmed ALAGAŞ
Alîm ve Hakîm Rabbimizin mucizevi Kitabı 'Kur'an-ı Kerim' ile mübarek kılınan Ramazan ayına -İnşallah- bir kez daha erişebilecek tüm kardeşlerimize selam olsun. Başta ALAGAŞ hocamız olmak üzere Rabbisine kavuşan tüm müminlere rahmet olsun..
Değerli kardeşlerimiz,
Yüce Kitabımızda lafzen anlaşılabilmiş olmasına rağmen, derin manâları ve hikmetleri yeterince anlaşılamamış birçok mesele bulunmaktadır. Bazı konularda, ayetlerin derinliğinde ortaya çıkan ve cevap bekleyen onlarca soru bulunmasına rağmen, klasik tefsirlerden alabildiğimiz cevaplar oldukça sınırlı veya -Kuran bütünlüğü çerçevesinde- tatmin edici olmaktan uzaktır. Bu durum elbette müfessirlerin, Allah'ın ayetleri hakkında tefekkür eden ve onları anlamaya/açıklamaya çalışan değerli alimlerin kusuru ya da eksikliği olarak değerlendirilemez. Zira bazı manâların ve hikmetlerin kavranabilmesi ancak ve ancak Rabbimizin takdir ettiği/edeceği zamanı beklemektedir.
Kerim Rabbimizin lütfuyla, merhum Mehmed ALAGAŞ tarafından Kuran bütünlüğü çerçevesinde ve kalpleri mutmain edecek bir berraklıkta açıklık kazandırılan 'Samiri kıssası' da işte bu meselelerden biridir. Kıssadaki hikmetlerin yanı sıra, kıssada anlatılan gizemli hadiselerin açıklık kazanmasının zamanlaması da yine ayrı bir hikmet olarak, hocamız tarafından önemle altı çizilen bir konudur. Nitekim Samiri kıssasını değerlendirmeye açıp gündeme taşımamızın temel nedenlerinden biri de bu zamanlamanın hikmetine dayanmaktadır.
Konunun kapsamlı olmasını ve yapacağımız alıntıların uzunluğunu dikkate alarak, meselenin tüm yönleriyle anlaşılabilmesi düşüncesiyle; 6 bölüme ayırdığımız alıntıların her bir bölümünü siz kardeşlerimizle birlikte değerlendirip, ilgili bölümün anlaşıldığı kanaatine ulaştığımızda, bir sonraki bölümü ekleyerek -aynı başlık altında- ilerlemeyi ve meseleyi hep birlikte idrak ederek, mübarek Ramazan ayında gönüllerimizi ihya edebilmeyi umuyoruz..
"Beklenen Müslümanlara - Yaratılış ve İnsanlık Tarihi" kitabından alıntı yapacağımız bölümlere geçmeden önce, A'râf Suresi'nin 175 ve 176. ayetlerinde bahsi geçen kişinin tefsirlerde belirtildiği gibi Bel'am değil, Samiri denilen azgının ta kendisi olduğunu, 'Allah'ın izniyle' bu muhteşem tespiti yapan ve tane tane delillendiren ALAGAŞ hocamızı rahmetle ve cennet duası ile anarak dikkatinize sunuyoruz...
Mesela Kur’an’a göre biyolojik canlıların yaşadığı tek bir arz olduğunu bilerek ’’Uzaylılar yoktur’’ dememize rağmen bizlere ’’Kur’an’a göre tarihin değişik zamanlarında gökte görülen uçan çanaklar var mıdır?’’ sorusu sorulsa hiç tereddüt etmeden ’’Vardır ve havuz büyüklüğündeki bu çanaklar ...
Yazının tamamı...