Selamunaleyküm
Siteniz hayırlı olsun. Buhari'nin bir rivayetinde peygamber (a.s.)ın "Beni rüyada gören, gerçekten beni görmüştür, çünkü şeytan benim suretime giremez." dediği rivayet ediliyor. Mehmet hocam bu hadis hakkında ne dersiniz. Çünkü bu hadisi doğru kabul edersek, rüyalarında peygamberi gören kimselerin getirdiği haberlere iman etmemiz mi gerekiyor? Veya ne yapacağız?
<<< Fahri CEYHAN >>>
Ve aleykümselam
Kur'an-ı Kerim hikmet dolu bir Kitab olduğu gibi Efendimiz (s.a.v.)'in birçok sözü de hikmetten uzak sözler değildir. Resulullah (s.a.v.)'in birçok söz ve nasihatında bu hikmeti gördüğümüz gibi bu sözlerin Kur'an-ı Kerim'deki hangi ayetlere dayandığını da görmemiz mümkündür. Ancak sorunuzda zikrettiğiniz ve bizlerin de yıllar önce karşılaştığı bu rivayetin hikmetini anlamadığımız gibi Kurani bir delilini de bulabilmiş değiliz.
Niye?
Şeytan aleyhillane rüyalarımızda neden Resulullah (s.a.v.)'in suretine giremez? Elimizde Kur'an-ı Kerim olmasa ve Allah'a kulluk fıkhımızı rüyalarda gördüğümüz peygamberin emir ve nehiylerine göre yaşama durumunda olsak, bu rivayet bizlere bir derece makul gözükebilir. Böyle bir şey söz konusu olmadığına ve şeytan aleyhillane insanları peygamber değil Allah adına bile aldattığına (Lokman 33) göre Efendimiz (s.a.v.) böyle bir sözü neden söylesin? Nitekim atamız İbrahim (a.s.) uyurken değil uyanıkken muhatab olduğu "Teslim ol" hitabına bile (hitabın kaynağını görmediği ve şeytanın müdahil olup-olmadığını bilemediği için) temkinle yaklaşmakta ve "Alemlerin Rabbine teslim oldum. (2-Bakara 131)" diyerek içinde hem tekbir, hem de tedbir olan bu muazzam cevabı vermektedir.
Hikmetini ve Kurani dayanağını hiç görmediğimiz bu rivayete diğer boyuttan yaklaşıp "Bu rivayet Resulullah (s.a.v.)'e nisbet edilen yanlış bir rivayetse bunu Efendimiz (s.a.v.)'e nisbet etmenin nedeni ne olabilir?" sorusunu sorduğumuzda ise rüyalara genellikle beyaz sakallı ihtiyar olarak giren şeytan ve dostlarının pis sırıtışlarında yüzlerce gizli cevabı bulmamız mümkün oluyor. Hükmü belli olan meselelerde dahi istihareye yatan zavallılar, rüyalarda gördükleri batıl haberlerin sadık raviliğini yapan şaşkınlar ve rüyalarda görülen peygamberin Kur'an'a uygun görmediğimiz sözlerini nakleden sapıklar bu gizli cevabın açık örnekleridir.
Bunları ifade ederken hiç kuşkusuz ki herhangi bir müslüman Efendimiz (s.a.v.)'i rüyasında göremez demiyoruz. Elbetteki görebilir ve elbetteki Resulullah (s.a.v.) o müslümana kişiye özel bir nasihatte de bulunabilir. Rüyada verilen bu nasihat sadece rüya sahibini bağlasa da o kişinin yine de söz konusu nasihati Kur'an'a arzetmesi ve Kur'an'a uygunluğunu sorması veya araştırması gerekir. Çünkü müslümanlar için rüya, kesin bilgi kaynağı değildir. Bu sözümüze itiraz edecek olan çevrelere Yusuf-42 ayetini hatırlatmak isteriz.,
"İkisinden kurtulacağını sandığı-zannettiği (kendisine verdiğimiz ilimle kurtulacağını düşündüğü) kişiye "Efendinin yanında beni an (hatırlat)" dedi. Fakat şeytan, efendisine anıp-hatırlatmayı ona unutturdu ve böylece (Yusuf) daha nice yıllar zindanda kaldı. (12-Yusuf 42)"
Bu ayet-i kerimedeki 'sandığı-zannettiği' kelimesine dikkat edilirse rüya ilmine sahip Yusuf (a.s.) için bile rüyada işaret edilen gerçeğin kesin bir bilgi değil kuvvetli bir zan olduğu ifade edilmektedir. Rüyada görülenler, rüyada görülen sözlerin yorum ilmine sahip Yusuf (a.s.) için bile kesinlik arzetmiyorsa bizlerin bu önemli meseleye çok daha geriden ve çok daha ihtiyatlı yaklaşmamız gerekir.
Şayet herhangi bir kişi rüyasında peygamber olduğunu sandığı kişiyi görür de, bu kişi ona "Müslümanlara söyle, böyle böyle yapsınlar" diyorsa, uyandıkları zaman şeytandan binlerce kez Allah'a sığınmaları ve rüyada söylenilen bu sözleri yerin yedi kat dibine gömmeleri gerekir. Çünkü tevhid dininin peygamberi olan Resulullah (s.a.v.), müslümanların bölünmesine vesile olacak böyle bir şeyi kesinlikle ve kesinlikle söylemez. Efendimiz (s.a.v.) çok iyi bilir ki ümmetindeki hiçbir müslümanın (ne kadar salih olursa olsun) başka hiçbir müslümana karşı -ki buna ulul emir de dahildir- iman yükümlülüğü yoktur. Rüyaya dayanan bu sözlere bazı şaşkınlar iman etse de, böyle bir imani mükellefiyetleri olmadığını bilen diğer müslümanlar haklı olarak iman etmeyecekleri için ümmet düzleminde yeni bir ayrılığa ve yeni bir parçalanmaya neden olacaktır.
Efendimiz (s.a.v.)'in böyle bir ayrılığa vesile olmayacağını bilerek bu gibi rivayetlerden tenzih ediyor ve bu rivayetleri ortaya atanları ilme değil insafa davet ediyoruz.
<<< Mehmed ALAGAŞ >>>