|
|
|
Abese Suresi
Abese Suresi 42 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 24. sure olarak inmiştir. Kur'an-ı Kerim'de 584 sayfa numarasında yer almaktadır.
|
|
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
1 - |
Yüzünü ekşitip çevirdi (80-Abese 1) |
|
|
2 - |
(Diğerine anlatırken yanına) o kör geldi diye. (80-Abese 2) |
|
|
3 - |
Nerden biliyorsun, belki o temizlenip-arınacak? (80-Abese 3) |
|
|
4 - |
Veya hatırlayıp-öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek. (80-Abese 4) |
|
|
5 - |
Fakat kendisini müstağni gören (öğüte ihtiyaç duymayan) (80-Abese 5) |
|
|
6 - |
İşte sen (ısrarla) ona yöneliyorsun. (80-Abese 6) |
|
|
7 - |
Oysa onun temizlenip-arınmamasından sana ne? (80-Abese 7) |
|
|
8 - |
Ama koşarak sana gelen (80-Abese 8) |
|
|
9 - |
Ki o huşu (saygı dolu korku) duymaktadır. (80-Abese 9) |
|
|
10 - |
Fakat sen onunla ilgilenmiyorsun. (80-Abese 10) |
|
|
11 - |
Hayır (bundan sakın). Gerçekten o (Kur'an) bir öğüttür. (80-Abese 11) |
|
|
12 - |
Artık dileyen onu zikredip-öğüt alır. (80-Abese 12) |
|
|
13 - |
O (Kur'an) şerefli-üstün sahifelerdedir. (80-Abese 13) |
|
|
14 - |
Yüceltilmiş, mutahhar (tertemiz) kılınmıştır. (80-Abese 14) |
|
|
15 - |
Katiplerin ellerinde (80-Abese 15) |
|
|
16 - |
(Ki onlar) üstün-şerefli, birr (iyilik) sahipleridir. (80-Abese 16) |
|
|
17 - |
Canı çıkası-kahrolası insan, o ne kadar da nankördür. (80-Abese 17) |
|
|
18 - |
(Allah) onu hangi şeyden yarattı? (80-Abese 18) |
|
|
19 - |
Onu bir nutfeden-damladan yaratıp onu (şekil ve gelişimini) takdir etti. (80-Abese 19) |
|
|
20 - |
Sonra ona yolu kolaylaştırdı. (80-Abese 20) |
|
|
21 - |
Sonra onu öldürdü, kabire koydurdu. (80-Abese 21) |
|
|
22 - |
Sonra dilediği zaman onu (yeniden) diriltti. (80-Abese 22) |
|
|
23 - |
Hayır, (o, Allah'ın) ona emrettiğini yerine getirmedi. (80-Abese 23) |
|
|
24 - |
Bir de o insan yiyeceğine-yediğine bir baksın? (80-Abese 24) |
|
|
25 - |
Biz suyu nasıl da akıttıkça akıttık. (80-Abese 25) |
|
|
26 - |
Sonra yeri de yardıkça yardık. (80-Abese 26) |
|
|
27 - |
Böylece orada taneler bitirdik. (80-Abese 27) |
|
|
28 - |
Üzümler, yoncalar. (80-Abese 28) |
|
|
29 - |
Zeytinler, hurmalar. (80-Abese 29) |
|
|
30 - |
İri ve (dalları birbirine girmiş) sık ağaçlı bahçeler. (80-Abese 30) |
|
|
31 - |
Meyveler ve otlaklar. (80-Abese 31) |
|
|
32 - |
Size ve hayvanlarınıza bir meta (yarar) olmak üzere. (80-Abese 32) |
|
|
33 - |
Fakat 'kulakları sağır eden o gürleme' geldiği zaman (80-Abese 33) |
|
|
34 - |
Kişi o gün kendi kardeşinden kaçar. (80-Abese 34) |
|
|
35 - |
Annesinden ve babasından. (80-Abese 35) |
|
|
36 - |
Eşinden ve oğullarından. (80-Abese 36) |
|
|
37 - |
O gün onlardan herbirisinin, kendine yetecek bir işi (acil meşguliyeti) vardır. (80-Abese 37) |
|
|
38 - |
O gün öyle yüzler vardır ki apaydınlıktır. (80-Abese 38) |
|
|
39 - |
Güler ve müjdeli sevinç içindedir. (80-Abese 39) |
|
|
40 - |
Ve o gün öyle yüzler de vardır ki, üzerini toz bürümüştür. (80-Abese 40) |
|
|
41 - |
Onu karanlık sarıp-kaplamıştır. (80-Abese 41) |
|
|
42 - |
İşte onlar kafir, facir (günahkar) olanlardır. (80-Abese 42) |
|
|
|
|
|
Etiketler: İnsan Dergisi, |
|