



| ve lev | : ve eğer, olsa bile |
| şâe | : diledi |
| rabbu-ke | : senin Rabbin |
| le ceale | : elbette kıldı, yaptı |
| en nâse | : insanlar |
| ummeten | : bir ümmet |
| vâhideten | : tek, bir |
| ve lâ yezâlûne | : ve devam edecek (bitmeyecek, zail olmayacak) |
| muhtelifîne | : çeşitli anlaşmazlıklar, ihtilâflar |

