



| ulâike | : işte onlar |
| ellezîne | : o kimseler |
| leyse | : yoktur, değildir |
| lehum | : onlar için |
| fi el âhireti | : ahirette |
| illâ en nâru | : ateşten başka |
| ve habita | : ve boşa gitti, heba oldu |
| mâ sanaû | : yaptıkları şeyler |
| fî-hâ | : orada |
| ve bâtılun | : ve geçersizdir, bâtıldır |
| mâ kânû | : oldukları şeyler |
| ya'melûne | : yapıyorlar |

