



| ve lemmâ | : ve olduğu zaman |
| câe emru-nâ | : emrimiz geldi |
| necceynâ | : biz kurtardık |
| hûden | : Hud |
| ve ellezîne | : ve onlar |
| âmenû | : âmenû oldular (yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler) |
| mea-hu | : onunla beraber |
| bi rahmetin | : bir rahmet ile |
| min-nâ | : bizden |
| ve necceynâ-hum | : ve onları kurtardık |
| min azâbin | : azaptan |
| galîzin | : çok şiddetli, ağır |

