



| ve lemmâ | : ve olduğu zaman |
| câet | : geldi |
| resulu-nâ | : resûlümüz |
| lûtan | : Lut |
| sîe bi-him | : onlarla, onlardan dolayı fena oldu, üzüldü |
| ve dâka bi-him zer'an | : ve onlardan dolayı içi daralıp, telâşlandı |
| ve kâle | : ve dedi |
| hâzâ | : bu |
| yevmun | : gün |
| asîbun | : sıkıntılı, son derece kötü, zorlu |

