



| yûsufu | : Yusuf |
| eyyuhâ es sıddîku | : ey doğru sözlü, sıddîk |
| efti-nâ | : bize açıkla, tabir et, yorumla |
| fî | : hakkında |
| seb'ı | : yedi (adet) |
| bakarâtin | : inekler |
| simânin | : semiz, besili (olanlar) |
| ye'kuluhunne | : onları yiyorlar |
| seb'un | : yedi (adet) |
| icâfun | : zayıf, cılız (olanlar) |
| ve seb'ı | : ve yedi (adet) |
| sunbulâtin | : başaklar, sümbüller |
| hudrin | : yeşil |
| ve uhare | : ve diğerleri |
| yâbisâtin | : kuru (olanlar) |
| leal-lî | : umarım ben |
| erciu | : dönerim |
| ilâ en nâsi | : insanlara |
| lealle-hum | : umulur ki, belki onlar, böylece onlar |
| ya'lemûne | : bilirler, öğrenirler |

