



| ve lemmâ | : ve olduğu zaman |
| cehheze-hum | : onlara hazırladı |
| bi cehâzi-him | : zahire yüklerini |
| kâle'tûnî | : bana getirin dedi |
| bi ahin | : kardeşinizi |
| lekum | : sizin |
| min ebî-kum | : sizin babanızdan |
| e lâ terevne | : görmüyor musunuz |
| ennî | : muhakkak ben |
| ûfî el keyle | : ölçmeyi tam yaparım |
| ve ene | : ve ben |
| hayru | : en hayırlısı |
| el munzilîne | : ağırlayanlar, ikram edenler |

