



| iz kâlû | : dedikleri zaman, demişlerdi |
| le yûsufu | : gerçekten, elbette Yusuf |
| ve ehû-hu | : ve onun kardeşi |
| ehabbu | : daha sevgili |
| ilâ ebî-nâ | : babamıza |
| min-nâ | : bizden |
| ve nahnu | : ve biz |
| usbehtun | : grup (on kişilik veya daha fazlası) |
| inne | : muhakkak |
| ebâ-nâ | : babamız |
| le fî | : elbette içindedir |
| dalâlin | : dalâlet, yanılgı |
| mubînin | : apaçık, açıkça |

