



| ve fî el ardı | : ve yeryüzünde |
| kıtaun | : toprak parçaları, kıtalar |
| mutecâvirâtun | : birbirine komşu |
| ve cennâtun | : ve bahçeler |
| min a'nâbin | : üzüm bağlarından |
| ve zer'un | : ve ekin |
| ve nahîlun | : ve hurma ağaçları |
| sınvânun | : budaklı |
| ve gayru sınvânin | : ve budaklı olmayan |
| yuskâ | : sulanır |
| bi mâin | : su ile |
| vâhidin | : tek, aynı, bir |
| ve nufaddılu | : ve üstün kılarız |
| ba'de-hâ | : onun bazısını |
| alâ | : üzerine |
| ba'dın | : bazısının |
| fî el ukuli | : yenmesinde (tadında, lezzetinde ve kokusunda v.s) |
| inne | : muhakkak |
| fî zâlike | : bunda vardır |
| le âyâtin | : elbette âyetler |
| li kavmin | : bir kavim için |
| ya'kılûne | : akıl ederler |

