



| rabbe-nâ | : Rabbimiz |
| innî | : muhakkak ben |
| eskentu | : yerleştirdim, iskân ettim |
| min zurriyyetî | : zürriyetimden |
| bi vâdin | : bir vadiye |
| gayri | : olmayan |
| zî zer'ın | : ekine sahip |
| inde | : yanında |
| beyti-ke el muharremi | : senin Beyt-i Haram'ın |
| rabbe-nâ | : Rabbimiz |
| li yukîmu es salâte | : (namazı ikame etmek için) namazı ikame etsinler |
| fec'al (fe ic'al) | : böylece kıl |
| ef'ideten | : gönüller |
| min en nâsi | : insanlardan |
| tehvî | : sen meylettir |
| ileyhim | : onlara |
| verzuk-hum | : ve onları rızıklandır |
| min es semerâti | : ürünlerden |
| lealle-hum | : umulur ki onlar, böylece onlar |
| yeşkurûne | : şükrederler |

