



| summe | : sonra |
| kulî | : yeyin |
| min kulli es semerâti | : meyvelerin, ürünlerin, çiçeklerin hepsinden |
| feslukî (fe uslukî) | : böylece sülûk edin, yolculuk edin, uçun |
| subule \n(sebil) | : yollar \n: (yol) |
| rabbi-ki | : senin Rabbinin |
| zululen | : zelil edilmiş, boyun eğdirilmiş, emrine verilmiş |
| yahrucu | : çıkar |
| min butûni-hâ | : (onun) karnından |
| şarâbun | : içecek |
| muhtelifun | : muhtelif, çeşitli |
| elvânu-hu \n(levn) | : onun renkleri \n: (renk) |
| fî-hi | : onun içinde vardır |
| şifâun | : bir şifa |
| li en nâsi | : insanlar için |
| inne | : muhakkak |
| fî zâlike | : bunda vardır |
| le âyeten | : elbette bir âyet, bir delil |
| li kavmin | : bir kavim için |
| yetefekkerûne | : tefekkür ederler |

