



| ve izâ | : ve o zaman, olduğu zaman |
| rae | : gördü |
| ellezîne | : onlar |
| eşrekû | : (Allah'a) ortak (şirk) koştular |
| şurekâe-hum | : onların ortakları (şerikleri) |
| kâlû | : dediler |
| rabbe-nâ | : Rabbimiz |
| hâulâi | : işte onlar |
| şurekâu-nâ | : bizim ortak koştuklarımız |
| ellezîne | : onlar |
| kunnâ | : biz olduk |
| ned'û | : dua ettik, (yardıma) çağırdık |
| min dûni-ke | : senden başka |
| fe elkav | : böylece attılar |
| ileyhim | : onlara |
| el kavle | : söz |
| inne-kum | : muhakkak siz |
| le kâzibûne | : elbette yalan söyleyenler |

