



| ve kem | : ve kaç, kaç tane, nice |
| ehleknâ | : biz helâk ettik |
| min el kurûni | : asırlar boyunca yaşayan insanlardan, nesillerden |
| min ba'di nûhin | : Nuh'tan sonra |
| ve kefâ bi | : ve ...'e kâfidir, kâfi oldu |
| rabbi-ke | : senin Rabbin |
| bi zunûbi | : günahlara |
| ıbâdi-hi | : onun kulları |
| habîren | : haberdar olarak, haberdar olan |
| basîren | : görerek, gören |

