



| ev | : veya |
| halkan | : yaratılış |
| mim mâ (min mâ) | : şeyden |
| yekburu | : büyür, büyük olur, büyüyen (bir şey) |
| fî sudûri-kum | : gönlünüzde, içinizde, hayalinizde |
| fe se yekûlûne | : o zaman derler |
| men | : kim |
| yuîdu-nâ | : bizi geri çevirir |
| kulillezî (kul ellezî) | : de, ki o |
| fetara-kum | : sizi yarattı |
| evvele | : ilk, evvelce |
| merretin | : kere, defa |
| fe se yungıdûne \n(angada) | : o zaman sallayacaklar \n: (salladı) |
| ileyke | : sana |
| ruûse-hum | : onların başları, başlarını |
| ve yekûlûne | : ve derler |
| metâ | : ne zaman |
| huve | : o |
| kul | : de |
| asâ | : umulur ki, belki, muhtemelen |
| en yekûne | : olmak, olması |
| karîben | : pek yakın, yakın |

