



| inne | : muhakkak |
| hâzâ el kur'âne | : bu Kur'ân |
| yehdî | : hidayete erdirir |
| li elletî | : ki onu |
| hiye | : o |
| akvemu | : en kuvvetli, en kavi, en sağlam |
| ve yubeşşiru | : ve müjdeler |
| el mu'minîne ellezîne | : mü'min kimseler ki, onlar |
| ya'melûne | : yaparlar, amel ederler |
| es sâlihâti | : salih ameller |
| enne | : muhakkak, vardır, olduğunu |
| lehum | : onlar için |
| ecren kebîren | : büyük bir ecir, mükâfat |

