



| ve vassâ | : ve vasiyet etti |
| bi-hâ | : onunla |
| ibrâhîmu | : İbrâhîm |
| benî-hi | : kendi oğullarına |
| ve ya'kûbu | : ve Yâkub |
| yâ beniyye | : ey oğullarım |
| innallâhe (inne allâhe) | : muhakkak ki Allah |
| ıstafâ | : seçti |
| lekum | : sizin için, size |
| ed dîne | : dîn |
| fe | : o halde, öyleyse, artık |
| lâ temûtunne | : ölmeyiniz |
| illâ | : ancak, sadece, dan başka, olmaksızın, olmadan |
| ve entum | : ve siz |
| muslimûne | : teslim olanlar |

