



| ve iz ehaznâ | : ve biz almıştık |
| mîsâka-kum | : sizin misakinizi, kesin sözünüzü |
| ve refa'nâ | : ve yükselttik, kaldırdık |
| fevka-kum | : sizin üstünüz |
| et tûra | : Tur Dağı |
| huzû | : alın |
| mâ âteynâ-kum | : size verdiğimiz şey |
| bi kuvvetin | : kuvvetle |
| ve ismeû | : ve işitin, dinleyin |
| kâlû | : dediler |
| semi'nâ | : işittik |
| ve aseynâ | : ve biz asi olduk, isyan ettik |
| ve uşribû | : ve içirildiler, içlerine sindirildi, yerleştirildi |
| fî kulûbi-him | : onların kalplerinin içine, kalplerine |
| el icle | : buzağı |
| bi kufri-him | : küfürleri sebebiyle |
| kul | : söyle, de |
| bi'se mâ | : ne kötü şey |
| ye'muru-kum | : size emrediyor |
| bi-hi îmânu-kum | : onunla sizin îmânınız |
| in kuntum mu'minîne | : eğer mü'minler iseniz |

