



| ve elkı | : ve at, bırak |
| mâ fî yemîni-ke | : sağ elindeki şeyi |
| telkaf | : yutar, yutacak |
| mâ sanaû | : onların yaptıkları şeyler |
| innemâ | : sadece |
| sanaû | : onların yaptığı |
| keydu | : hiledir |
| sâhırin | : sihirbaz |
| ve lâ yufli-hu | : ve felâha eremez, kurtuluşa eremez, iflâh olmaz |
| es sâhiru | : sihirbaz, sihir yapan |
| haysu | : nerede, nereden |
| etâ | : geldi |

