



| bel | : hayır |
| kâlû | : dediler |
| adgâsu | : karışık, içinden çıkılmayan |
| ahlâmin (hulmun) | : rüyalar (rüya) |
| bel | : hayır |
| ifterâ-hu | : onu uydurdu |
| bel | : hayır |
| huve | : o |
| şâırun | : şairdir |
| fel ye'tinâ bi (fe li ye'ti-nâ bi) | : o zaman, öyleyse bize getirsin |
| âyetin | : bir âyet |
| kemâ | : gibi |
| ursile | : gönderildi |
| el evvelûne | : evvelkiler |

