



| yâ eyyuhâ en nâsu | : ey insanlar |
| duribe meselun | : bir misal, bir örnek verildi |
| festemiû (fe istemiû) | : haydi, öyleyse dinleyin (işitin) |
| lehu | : onu |
| inne | : muhakkak |
| ellezîne ted'ûne | : dua ettikleriniz, taptıklarınız |
| min dûni allâhi | : Allah'tan başka |
| len yahlukû | : asla yaratamazlar |
| zubâben | : bir sinek |
| ve lev ictemeû | : ve biraraya gelseler, toplansalar bile |
| lehu | : onun için |
| ve in | : ve eğer |
| yeslub-hum \n(selebe) | : onlardan (bir şey) kapıp kaçar \n: (kapıp kaçtı) |
| ez zubâbu | : sinek |
| şey'en | : bir şey |
| lâ yestenkızû-hu | : onu kurtaramazlar |
| min-hu | : ondan |
| daufa | : zayıf, aciz |
| et tâlibu | : talep eden, isteyen |
| ve el matlûbu | : ve (kendisinden) talep edilen, istenen |

