



| ve câhidû | : ve cihad edin |
| fî allâhi | : Allah hakkında, Allah için |
| hakka | : hakkıyla, gereğince |
| cihâdi-hi | : onun cihadı |
| huve ictebâ-kum | : o sizi seçti |
| ve mâ ceale | : ve kılmadı, yapmadı |
| aleykum | : sizin üzerinize, size |
| fî ed dîni | : dîn hakkında, dîn konusunda |
| min haracin | : (zorluktan) bir zorluk |
| millete | : millet, dîn |
| ebî-kum | : sizin babanız |
| ibrâhîme | : İbrâhîm |
| huve | : o |
| semma-kum | : sizi isimlendirdi |
| el muslimîne | : müslümanlar (Allah'a teslim olanlar) |
| min kablu | : önceden, daha önce |
| ve fî hâzâ | : ve bunda |
| li yekûne er resûlu | : resûl olsun diye |
| şehîden | : şahit (olarak) |
| aleykum | : sizin üzerinize, size |
| ve tekûnû | : ve siz olun |
| şuhedâe | : şahitler |
| alâ en nâsi | : insanlar üzerine |
| fe ekîmû es salâte | : o halde namazı ikame edin |
| ve âtu ez zekâte | : ve zekâtı verin |
| va'tesımû (ve ı'tesımû) | : ve tutunun, sarılın |
| bi allâhi | : Allah'a |
| huve | : o |
| mevlâ-kum | : sizin mevlânız, dostunuz |
| fe ni'me el mevlâ | : öyleyse ne güzel dost |
| ve ni'me en nasîru | : ve ne güzel yardımcı |

