



| summe | : sonra |
| halaknâ | : biz halkettik, yarattık |
| en nutfete | : bir nutfe, bir damla |
| alakaten | : alaka (rahim duvarına bir noktadan bağlı olan), embriyo |
| fe halaknâ | : sonra yarattık |
| el alakate | : alaka (rahim duvarına bir noktadan bağlı olan), embriyo |
| mudgaten | : (bir çiğnem et görünümünde) mudga, cenin |
| fe halaknâ | : sonra yarattık |
| el mudgate | : (bir çiğnem et görünümünde) mudga, cenin |
| izâmen | : kemik |
| fe kesevnâ | : sonra giydirdik (üzerini kapladık) |
| el izâme | : kemik |
| lahmen | : et |
| summe | : sonra |
| enşe'nâ-hu | : biz onu inşa ettik, şekillendirdik |
| halkan | : bir yaratılış |
| âhara | : başka, diğer |
| fe | : öyleyse, işte böyle |
| tebârekallâhu | : Allah tebarektir, mübarektir (tebâreke allâhu) |
| ahsenu | : en güzel |
| el hâlikîne | : halkedenler, yaratanlar, yaratıcılar |

