



| ve cealnebne (cealnâ ibne) | : ve oğlunu kıldık |
| meryeme | : Meryem |
| ve umme-hu | : ve onun annesini |
| âyeten | : âyet |
| ve âveynâ-humâ | : ve ikisini barındırdık, yerleştirdik |
| ilâ rabvetin | : yüksek bir tepeye |
| zâti | : sahip |
| karârin | : karargâh, yerleşme mekânı |
| ve maînin | : ve akan su |

