



| vellezîne keferû | : ve kâfirler |
| a'mâlu-hum | : onların amelleri |
| ke serâbin | : serap gibidir |
| bi kîatin | : düz arazide |
| yahsebu-hu | : onu zanneder |
| ez zam'ânu | : susuz kalan, susamış olan |
| mâen | : su |
| hattâ | : olduğu zaman, olunca |
| izâ câe-hu | : ona geldiği zaman, ulaştığı zaman |
| lem yecid-hu | : onu bulamadı |
| şey'en | : bir şey |
| ve vecedallâhe (vecede allâhe) | : ve Allah'ı buldu |
| inde-hu | : yanında |
| feveffâhu (fe veffâ-hu) | : böylece ona tam olarak ödedi |
| hisâbe-hu | : onun hesabını |
| vallâhu (ve allâhu) | : ve Allah |
| serîu | : seri, çabuk |
| el hisâbi | : hesap |

