



| lâ tec'alû | : kılmayın, yapmayın |
| duâe er resûli | : resûlün çağırması |
| beyne-kum | : (sizin) aranızda |
| ke | : gibi, aynı, eşit |
| duâi | : çağırma |
| ba'dı-kum ba'den | : birbirinizi |
| kad ya'lemu | : biliyordu |
| allâhu | : Allah |
| ellezîne | : onlar |
| yetesellelûne | : gizlice çıkarlar |
| min-kum | : sizden |
| livâzen | : bir şeyi siper ederek (görünmemeye çalışarak) |
| fel yahzeri (fe li yahzeri) | : o zaman sakınsınlar, çekinsinler |
| ellezîne yuhâlifûne | : hilâfet edenler, karşı gelenler |
| an emri-hi | : onun emrinden |
| en tusîbe-hum | : onlara isabet etmesi |
| fitnetun | : bir fitne |
| ev | : veya |
| yusîbe-hum | : onlara isabet eder |
| azâbun | : bir azap |
| elîmun | : acı, elîm |

