



| ve lekad | : ve andolsun |
| atev | : geldiler |
| alâ el karyeti | : kasabaya, ülkeye |
| elletî | : ki o |
| umtırat | : yağmur yağdırıldı |
| matara | : yağmur |
| es sev'ı | : kötü, fena (felâket) |
| e fe lem yekûnû | : öyle olmadı mı, hâlâ olmadı mı |
| yerevne-hâ | : onu görürler |
| bel | : hayır |
| kânû | : oldular, idiler |
| lâ yercûne | : dilemiyorlar, ümit etmiyorlar |
| nuşûren | : yeniden dirilmek |

