



| kâle | : dedi |
| âmentum | : siz îmân ettiniz |
| lehu | : ona |
| kable | : önce, evvel |
| en âzene | : benim izin vermem |
| lekum | : size |
| inne-hu | : muhakkak o |
| le | : elbette, mutlaka |
| kebîru-kum | : sizin büyüğünüz |
| ellezî | : ki o |
| alleme-kum | : size öğretti (öğreten) |
| es sıhra | : sihir, büyü |
| fe | : artık, öyleyse |
| le | : mutlaka, elbette |
| sevfe | : yakında |
| ta'lemûne | : bileceksiniz |
| le | : elbette, mutlaka |
| ukattıanne | : kestireceğim |
| eydiye-kum | : sizin elleriniz |
| ve ercule-kum | : ve sizin ayaklarınız |
| min hılâfin | : karşılıklı, çaprazlama |
| ve le | : ve mutlaka |
| usallibenne-kum | : sizi astıracağım |
| ecmaîne | : topluca, hepsi |

