



| ve lev lâ | : ve olmasa |
| en tusîbe-hum | : onlara isabet ettiğinde |
| musîbetun | : musîbet |
| bimâ kaddemet | : takdim ettikleri şey, yaptıkları şey |
| eydî-him | : onların elleri |
| fe | : artık |
| yekûlû | : söylerler, derler |
| rabbe-nâ | : bizim Rabbimiz |
| lev lâ | : olmasa |
| erselte | : sen gönderdin |
| ileynâ | : bize |
| resûlen | : resûl, elçi |
| fe | : artık, böylece |
| nettebia | : biz uyarız, tâbî oluruz |
| âyâti-ke | : senin âyetlerin |
| ve nekûne | : ve biz oluruz |
| min el mu'minîne | : mü'minlerden |

