



| ve lekad | : ve andolsun |
| erselnâ | : biz gönderdik |
| nûhan | : Nuh |
| ilâ kavmi-hi | : onun kavmine |
| fe | : artık, böylece, sonra |
| lebise | : kaldı |
| fî-him | : onların arasında |
| elfe | : bin (1000) |
| senetin | : sene, yıl |
| illâ | : hariç |
| hamsîne | : elli (50) |
| âmen | : yıllar |
| fe | : artık, böylece, sonra |
| ehaze-hum | : onları aldı, onları helâk etti |
| et tûfânu | : tufan |
| ve hum | : ve onlar |
| zâlimûne | : zulmedenler, zalimler |

