



| kul | : de, söyle |
| sîrû | : yürüyün, dolaşın |
| fî el ardı | : yeryüzünde |
| fanzurû (fe unzurû) | : o zaman, böylece bakın |
| keyfe | : nasıl |
| bedee | : ilk defa başladı |
| el halka | : yaratma, yaratış |
| summallâhu (summe allâhu) | : sonra Allah |
| yunşîu | : inşa edecek, yaratacak |
| en neş'ete el âhırete | : ahiretin inşası, ahiretin yaratılması |
| innallâhe | : muhakkak ki Allah |
| alâ kulli şey'in | : herşeye |
| kadîrun | : kaadir, muktedir, kudreti yeter |

