



| ve | : ve |
| le | : elbette |
| in | : eğer |
| seelte-hum | : onlara sordun |
| men | : kim, kimse |
| halaka | : yarattı |
| es semâvâti | : semalar, gökler |
| ve el arda | : ve arz, yeryüzü |
| ve sehhare | : ve musahhar kıldı, emre amade kıldı |
| eş şemse | : güneş |
| ve el kamere | : ve ay |
| le | : elbette, mutlaka |
| yekûlunne | : mutlaka diyecek, der |
| allâhu | : Allah |
| fe | : artık |
| ennâ | : nasıl |
| yu'fekûne | : döndürülüyorlar |

