



| ve emmâ | : ve amma, amma ...ise |
| ellezîne | : onlar, olanlar |
| ebyaddat | : beyazladı, ağardı |
| vucûhu-hum | : onların yüzleri |
| fe | : o zaman, öyle ise, artık |
| fî | : içinde |
| rahmeti allâhi | : Allah'ın rahmeti |
| hum fî-hâ | : onlar, onun içinde |
| hâlidûne | : ebedî kalacak olanlar |

