



| in yemses-kum | : eğer size dokunursa |
| karhun | : kerih bir şey, sıkıntı, bozgun, yara |
| fe kad messe | : o taktirde dokunmuştu |
| el kavme | : kavim, topluluk |
| karhun | : kerih bir şey, sıkıntı, bozgun, yara |
| mislu-hu | : onun aynısı |
| ve tilke | : ve o, bu |
| el eyyâmu | : günler |
| nudâvilu-hâ | : biz onu döndürür dolaştırırız |
| beyne en nâsi | : insanların arasında |
| ve li ya'leme allâhu | : ve Allah bilmesi, belli etmesi için |
| ellezîne | : onlar |
| âmenû | : âmenu, îmân edenler |
| ve yettehize | : ve edinir |
| min-kum | : sizden |
| şuhedâe | : şahitler |
| ve allâhu lâ yuhibbu | : ve Allah sevmez |
| ez zâlimîne | : zâlimler |

