



| fe men | : o zaman, artık kim |
| hâcce-ke | : seninle tartıştı |
| fî-hi | : onun hakkında |
| min ba'di | : sonradan, sonra |
| mâ câe-ke | : sana gelen şey |
| min el ilmi | : ilimden |
| fe kul | : o zaman de, söyle |
| teâlev | : gelin |
| ned'u | : çağıralım, davet edelim |
| ebnâe-nâ | : bizim oğullarımız |
| ve ebnâe-kum | : ve sizin oğullarınız |
| ve nisâe-nâ | : ve bizim kadınlarımız |
| ve nisâe-kum | : ve sizin kadınlarınız |
| ve enfuse-nâ | : ve kendimiz, bizler |
| ve enfuse-kum | : ve sizler |
| summe | : sonra |
| nebtehil | : dua edelim |
| fe nec'al | : o zaman, böylece kılalım |
| la'nete allâhi | : Allah'ın lânetini |
| alâ el kâzibîne | : yalancıların üzerine |

