



| ve min | : ve ...den, ...dan |
| ehli el kitâbi | : kitap ehli, kitap sahipleri |
| men | : kimse, kimseler |
| in te'menhu | : eğer onu, ona emanet etsen |
| bi kıntârin | : kantarlarca, tartı ile, ölçü ile, kantar kantar |
| yueddihî | : onu iade eder, geri verir |
| ileyke | : sana |
| ve minhum | : ve onlardan |
| men | : kimse, kimseler |
| in te'menhu | : eğer onu, ona emanet etsen |
| bi dînârin | : bir dinar |
| lâ yueddihî | : iade etmez, geri vermez, onu |
| ileyke | : sana |
| illâ mâ dumte | : ancak, devamlı olmadıkça |
| aleyhi kâimen | : onun üzerine, dikilici, ayakta durucu |
| zâlike | : işte bu |
| bi ennehum | : hiç şüphesiz onların |
| kâlû | : dediler |
| leyse aleynâ | : değildir, bizim üzerimize, bize |
| fî el ummiyyîne | : okuma yazma bilmeyenler, ümmîler hakkında |
| sebîlun | : bir yol, sorumluluk |
| ve yekûlûne | : ve diyorlar |
| alâ allâhi | : Allah'ın üzerine |
| el kezibe | : yalan söyledi |
| ve hum | : ve onlar |
| ya'lemûne | : biliyorlar |

