



| ve iz yekûlu | : ve söylüyorlardı, diyorlardı. |
| el munâfikûne | : münafıklar |
| ve ellezîne | : ve o kimseler, onlar |
| fî | : içinde, vardır |
| kulûbi-him | : onların kalpleri |
| maradun | : hastalık, maraz, şüphe |
| mâ vaadenallâhu | : Allah'ın vaadettiği şey |
| ve resûlu-hû | : ve onun resûlü |
| illâ | : ancak, başka |
| gurûren | : gurur, aldatma |

