



| ve yere | : ve görürler, görüyorlar |
| ellezîne | : o kimseler, onlar |
| ûtû el ılme | : ilim verilenler |
| ellezî | : ki o |
| unzile | : indirildi |
| ileyke | : sana |
| min rabbi-ke | : senin Rabbinden |
| huve | : o |
| el hakka | : hak |
| ve yehdî | : ve hidayet eder, ulaştırır |
| ilâ sırâtı | : yola |
| el azîzi | : azîz olan, yüce olan |
| el hamîdi | : hamid olan, hamdedilen |

