



| inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
| yumsiku | : tutar |
| es semâvâti | : samalar, gökler |
| ve el arda | : ve arz, yeryüzü, yer |
| en tezûlâ | : (ikisinin) zail olması, helâk olması, yok olması |
| ve le | : ve elbette, mutlaka, gerçekten |
| in zâletâ | : eğer (ikisi) zail olursa (yok olursa) |
| in | : sadece |
| emseke-humâ | : o ikisini tutar |
| min ehadin | : birisi |
| min ba'di-hi | : ondan sonra |
| inne-hu | : muhakkak o |
| kâne | : idi, oldu |
| halîmen | : halîm |
| gafûran | : gafur, mağfiret eden, günahları sevaba çeviren |

