



| ve ellezîne | : ve onlar |
| âmenû | : îmân ettiler, amenu oldular |
| bi allâhi | : Allah'a |
| ve rusuli-hî | : ve onun resûlleri |
| ve | : ve |
| lem yuferrikû | : ayırmazlar, ayırım yapmazlar |
| beyne | : arası, arasında |
| ehadin | : biri, birini |
| min-hum | : onlardan |
| ulâike | : işte onlar |
| sevfe | : ileride, yakında ... olacak |
| yu'tî-him | : onlara verilecek |
| ucûra-hum | : onların ecirleri, mükâfatları |
| ve kâne | : ve oldu, idi, ...dır |
| allâhu | : Allah |
| gafûran | : gafur olan, mağfiret eden |
| rahîmen | : rahim olan, merhamet eden, |

