



| ve le in | : ve eğer gerçekten ... olsa |
| esâbe-kum | : size isabet etti |
| fadlun | : bir fazl |
| min allâhi | : Allah'tan |
| le yekûlenne | : mutlaka der |
| ke | : gibi |
| en lem tekun | : olmadı, olmamış |
| beyne-kum | : sizinle arasında, sizin aranızda |
| ve beyne-hu | : ve onun arasında |
| meveddetun | : dostluk, yakınlık, tanışma, görüşme |
| yâ leyte-nî | : keşke ben |
| kuntu | : oldum |
| mea-hum | : onlarla birlikte, beraber |
| fe | : böylece |
| efûze | : fevz (kurtuluş ve ganimet) kazanırım |
| fevzen | : fevz, kurtuluş |
| azîmen | : büyük |

