



| allâhu | : Allah |
| ellezî | : ki o |
| ceale | : kıldı, yaptı, yarattı |
| lekum(u) | : sizin için |
| el leyle | : gece |
| li teskunû | : sükûn bulmanız için |
| fîhi | : onda, içinde, de |
| ve | : ve |
| en nehâre | : gündüz |
| mubsıren | : gösterici, aydınlatıcı |
| inne | : muhakkak |
| allâhe | : Allah |
| le | : mutlaka, elbette |
| zû fadlin | : fazlın sahibi |
| alâ en nâsi | : insanlara, insanlar üzerinde |
| ve lâkinne | : ve lâkin, fakat |
| eksere | : çok, ekseriyet |
| en nâsi | : insanlar |
| lâ yeşkurûne | : şükretmezler |

