



| ve es sâriku | : ve hırsız (erkek) |
| ve es sârikatu | : ve hırsız (kadın) |
| fe iktaû | : o halde, ...olmak üzere kesin |
| eydiye humâ | : ikisinin ellerini |
| cezâen | : ceza, karşılık, bedel olarak |
| bimâ kesebâ | : kazandıklarından, yaptıklarından dolayı |
| nekâlen | : ibret verici, korkunç bir ceza olarak |
| min Allâhi | : Allâh'tan (c.c.) |
| ve allâhu | : ve Allâh (c.c.) |
| azîzun | : azîz, üstün, yüce |
| hakîmun | : hüküm ve hikmet sahibi |

