



| kad | : olmuştu |
| semia | : işitti |
| allâhu | : Allah |
| kavle elletî | : o söz ki |
| tucâdilu-ke | : seninle mücâdele eden tartışan |
| fî | : konusunda, hakkında |
| zevci-hâ | : onun eşi, kocası |
| ve teştekî | : ve şikâyet eden |
| ilâ allâhi | : Allah'a |
| ve allâhu | : ve Allah |
| yesmeu | : işitir |
| tehâvure-kumâ | : siz ikinizin karşılıklı konuşması |
| inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
| semîun | : en iyi işitendir |
| basîrun | : en iyi görendir |

