



| se yekûlu | : söyleyecekler |
| ellezîne eşrekû | : şirk koşanlar |
| lev şâe allâhu | : eğer Allah dileseydi |
| mâ eşreknâ | : biz şirk koşmazdık |
| ve lâ âbâu-nâ | : ve babalarımız da yapmazdı |
| ve lâ harremnâ | : ve haram kılmazdık |
| min şey'in | : bir şeyi |
| kezâlike | : böyle, işte böyle |
| kezzebe | : yalanladı |
| ellezîne min kabli-him | : onlardan öncekiler |
| hattâ | : oluncaya kadar |
| zâkû | : tattılar |
| be'se-nâ | : azabımız |
| kul hel | : var mı de |
| inde-kum | : sizin yanınızda |
| min ilmin | : ilimden bir şey, bir bilgi |
| fe tuhricû-hu lenâ | : öyleyse onu bize çıkarın |
| in | : eğer olursa |
| tettebiûne | : tâbî oluyorsunuz |
| illâ ez zanne | : ancak zanna |
| ve in | : ve olursa |
| entum | : siz |
| illâ | : sadece, ancak |
| tahrusûne | : yalan söylüyorsunuz (tahminde bulunuyorsunuz) |

