



| fe lev lâ | : böylece olmaz mıydı |
| iz câe-hum | : onlara geldiği zaman |
| be'su-nâ | : azâbımız, darlığımız, sıkıntımız |
| tedarraû | : yalvarıp yakarırsınız |
| ve lâkin | : ve lâkin, fakat |
| kaset | : katılaştı, kasiyet bağladı |
| kulûbu-hum | : onların kalpleri |
| ve zeyyene | : ve süsledi, güzel gösterdi |
| lehum | : onlara |
| eş şeytânu | : şeytan |
| mâ kânû | : oldukları şey |
| ya'melûne | : yapıyorlar |

